Ana içeriğe atla

Sağlık Biyoteknolojisinin Yol Haritası SABİOTEK Çalıştayında Belirlendi

Yıldız Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’nın güç birliğiyle kurulan SABİOTEK, sağlık biyoteknolojisinin yol haritasını belirlemek üzere çalıştay düzenledi. 

 

Sektörün önemli paydaşlarını bir araya getiren çalıştayda, bir trilyon dolara koşan küresel pazardan Türkiye'nin hak ettiği payı alabilmesi için atılacak stratejik adımlar masaya yatırıldı. 

 

Sağlık Biyoteknolojisi Mükemmeliyet Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (SABİOTEK) tarafından düzenlenen “Sağlık Biyoteknolojisinde İş Birlikleri ve Öncelikli Araştırmalar Çalıştayı”, 20 Kasım 2025 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nün tarihi atmosferi Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi. 

 

Türkiye’nin köklü üç üniversitesinin sinerjisiyle hayata geçirilen etkinlikte yıllık ortalama yüzde 9,5 büyüme ile trilyon dolarlık bir endüstriye dönüşen biyoteknoloji pazarında Türkiye’nin konumu ve gelecek vizyonu masaya yatırıldı.

 

SABIOTEK Genel Müdürü Prof. Dr. Elif Güzel Meydanlı’nın açılış konuşmasıyla başlayan zirve, üniversite rektörleri, sektör liderleri ve akademisyenlerin yoğun katılımıyla gün boyu devam etti. Etkinlikte, pandeminin öğrettiği yerli üretim zorunluluğu gerçeğinden hareketle; aşı, ilaç ve medikal teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltacak somut projeler ele alındı. 

 

Çalıştaya konuk olarak katılan Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Aslan’ın da katkı sunduğu oturumlarda, Siemens Healthineers Başkan Yardımcısı Gürdal Şahin sağlıkta dijitalleşme ve inovasyonun kodlarını paylaşırken, YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi ise uluslararası fon kaynakları ve iş birliği fırsatlarını aktardı. Öğleden sonraki oturumlarda ise akademisyenler ve sanayi temsilcileri, tanışma ve proje ortaklıkları temalı atölye çalışmalarında bir araya gelerek yeni iş birliklerinin temellerini attı.

 

“Sağlık Teknolojilerin Alanında Kendi Göbeğimizi Kendimiz Kesmeliyiz”

YTÜ Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, çalıştayın vizyonunu ortaya koyan konuşmasında, akademideki dağınık enerjinin birleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Mevcut potansiyelin ticarileşme ile taçlandırılması gerektiğini vurgulayan Eyüp Debik, “Bugün burada sadece üç üniversite olarak değil, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitemiz gibi değerli paydaşları da aramıza katarak bilimin sınırlarını genişletiyoruz. Ancak açık konuşmak gerekirse, akademideki en büyük problemimiz 'farkındalık eksikliği'. Aynı koridordaki hocalarımız, hatta farklı üniversitelerdeki ekiplerimiz birbirinden habersiz aynı 'Ar-Ge' çalışmasını yapıyor. Bu enerji israfını ve dağınıklığı ortadan kaldırmamız şart. Sadece üretmek yetmez; ürettiğimizi ürüne dönüştürüp ticarileştiremediğimiz, onu bir pazar değerine kavuşturamadığımız sürece o buluş, laboratuvar raflarında bekleyen bir değerden öteye gidemez. Bizim mühendislik gücümüzle, sağlık bilimlerinin klinik bilgisini ve işletmecilerin pazar zekasını harmanlamamız gerekiyor” dedi. 

 

Dünyadaki güç dengelerinin hızla değiştiğini vurgulayan Prof. Dr. Debik, “Çin örneğinde olduğu gibi, ambargolar ve kısıtlamalar ulusları kendi teknolojilerini üretmeye zorluyor ve bu durum onları süper güç haline getiriyor. Bizim de sağlık teknolojilerinde kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerekiyor. Bir kanser ilacının milyon dolarlara satıldığı bir dünyada, fakirlik kader olmayıp üretim eksikliğinin bir sonucudur. SABİOTEK gibi merkezlerimiz, ilaç ve aşı üretiminden test aşamalarına kadar her türlü altyapıya sahip. Bu imkanları kullanarak memleketimizi dışa bağımlılıktan kurtarmak ve insanımızın kullanımına sunmak, akademisyenler olarak boynumuzun borcudur.” ifadelerinde bulundu.

 

“Fanusları Kırıp Disiplinlerarası Köprüler Kuruyoruz”

Sektördeki iletişim kopukluğuna değinen İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, üniversiteler arası iş birliğinin hayati önem taşıdığını belirtti. Prof. Dr. Aydın, “Akademik dünyada maalesef herkes kendi fanusu içinde yaşıyor; fakülteler ve anabilim dalları çoğu zaman birbirinden habersiz kalıyor. Biz bu çalıştayla o fanusları kırmak istedik. Araştırmacıların sadece birbirleriyle değil, aynı zamanda işletmecilerle ve sanayicilerle de iletişim kurması, ürünün pazarlanması açısından kritik öneme sahip. Bu toplantı bir 'network' etkinliği olarak görülmeli ve SABİOTEK çatısı altında başlayan bu kar topu, büyüyerek dev bir ekosisteme dönüşmelidir.” ifadelerini kullandı.

 

“İlaçta Dışa Bağımlılığı Bitirecek Altyapımız Hazır”

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur ise Türkiye’nin ilaç hammaddesi konusundaki potansiyeline vurgu yaparak şunları kaydetti: 

“Türkiye’de birçok araştırma merkezi ilaç üzerine çalışsa da henüz nihai ürüne ulaşma ve ticarileşme noktasında istediğimiz seviyede değiliz. Oysa elimizde Afyon bölgesindeki alkaloid fabrikası gibi devasa bir potansiyel var. Morfin ve ağrı kesici türevlerinin yerli imkanlarla üretilmesi, bitkiden ilaca giden sürecin standardize edilmesi konusunda ciddi projelerimiz mevcut. Topraktan rafa kadar her aşaması akredite edilmiş, 'karnesi olan' bitkisel ilaçları üretebilecek yetkinliğe ve merkeze sahibiz. Dışa bağımlılığı azaltmak için bu altyapıyı ortak kullanıma açmaya hazırız.”

 

“Akademik Bilgiyi Ekonomik Değere Dönüştüreceğiz”

Çalıştayın açılışını yapan SABIOTEK Müdürü Prof. Dr. Elif Güzel Meydanlı ise merkezin stratejik misyonunu şu sözlerle özetledi: “Bu buluşma, sadece bir akademik etkinlik değil; üç köklü üniversitenin ortak aklının ve Türkiye’nin geleceğine duyduğu sorumluluğun bir yansımasıdır. SABIOTEK, akademik bilgi birikimi ile proje kültürünün kesiştiği stratejik bir üs olarak konumlanmıştır. Temel amacımız, sağlık biyoteknolojisi alanında akademi-sanayi bağını güçlendirerek, bilimsel üretimi toplumsal refaha ve ekonomik değere dönüştürecek projelere hayat vermektir.”

 

YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nden Küresel Fon Çağrısı

Çalıştayın en kritik gündem maddelerinden biri de geliştirilen projelerin finansmanı ve uluslararasılaşma süreçleri oldu. YTÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), sağlık biyoteknolojisi alanında araştırmacılara kapı aralayacak uluslararası çağrıları ve iş birliği fırsatlarını tanıttı. TTO yetkilileri, Horizon Europe (Ufuk Avrupa) başta olmak üzere küresel fon mekanizmalarına erişim stratejilerini paylaşarak, yerli projelerin dünya sahnesine çıkması için gereken yol haritasını sundu.

 

Sektörde Yeni Bir Dönem Başlıyor

Sabah oturumlarında çizilen stratejik vizyon, öğleden sonra yerini somut adımlara bıraktı. Akademisyenler, sanayi temsilcileri ve araştırmacılar; "Tanışma ve Çalışma Alanlarının Tanıtımı" ile "Muhtemel Proje Başlıkları ve Ortaklıkların Belirlenmesi" başlıklı atölye çalışmalarında bir araya geldi. Birebir görüşmelerin yapıldığı ve yeni proje ortaklıklarının temellerinin atıldığı bu interaktif oturumlarla, Türk sağlık biyoteknolojisi sektörü için teoriden pratiğe geçişte önemli bir eşik aşılmış oldu.

 

SABİOTEK Hakkında

Sağlık Biyoteknolojisi Mükemmeliyet Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (SABİOTEK); Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ve Marmara Üniversitesi’nin kurumsal iş birliği ile hayata geçirilmiş stratejik bir Ar-Ge merkezidir. Türkiye’nin sağlık biyoteknolojisi alanındaki potansiyelini küresel bir güce dönüştürme vizyonuyla kurulan merkez, üniversite-sanayi iş birliğini en üst seviyeye çıkarmayı hedefler. Aşı, ilaç, tıbbi cihaz ve tanı kitleri gibi katma değeri yüksek ürünlerin yerli imkanlarla geliştirilmesine öncülük eden SABİOTEK; akademik bilgi birikimini ekonomik değere dönüştüren, disiplinler arası çalışmayı teşvik eden ve sektörün tüm paydaşlarını ortak bir platformda buluşturan bir mükemmeliyet merkezi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.