Ana içeriğe atla

Mavi Ladin Ağacıyla İlgili OGM Raporu

YTÜ Ailemizin Değerli Üyeleri, 

 

Kampüsümüzde son iki yıldır gerçekleştirilen yıl sonu ağaç süsleme etkinliği ile ilgili, öğrenci temsilcileriyle yapılan görüşmeler doğrultusunda sizleri bilgilendirmek isteriz.

 

Bildiğiniz üzere Üniversitemizin çevresel sürdürülebilirlik yaklaşımı uluslararası ölçekte güçlü bir şekilde karşılık bulmaktadır. UI GreenMetric Dünya Üniversite Sıralamasında dünya 48.’si ve Türkiye 2.’si olan Üniversitemiz, doğaya ve canlı yaşama karşı sorumluluğu esas alan bir anlayışla hareket etmektedir. Bu hassasiyetin tüm Yıldızlılar tarafından paylaşıldığını bilmekteyiz.

 

Son iki yıldır yoğun şekilde süslenen mavi ladinin kurumaya yüz tutması ve süsleme faaliyetlerinden yakındaki iki mavi ladinin de olumsuz etkilenmesi nedeniyle, bu seneki yıl sonu ağaç süsleme etkinliği çevreye duyduğumuz saygı gereği dekoratif bir ağaçla gerçekleştirilecektir.

 

Kampüs ekosistemimizin korunması ve canlı ağaçlara zarar verilmemesiamacıyla, festival alanına konuşlandırılacak olan dekoratif süsleme ağacı dışında herhangi bir canlı ağacın süslenmemesi gerektiğini önemle hatırlatırız.

 

YTÜ Laboratuvar İncelemesi

Öte yandan, mavi ladinin kök kısmından alınan toprak numunelerinde, Üniversitemiz laboratuvarında yapılan incelemede ağacın kezzapla zehirlendiğine yönelik bir bulguya rastlanmamıştır. 

 

Orman Genel Müdürlüğü Raporu

T.C. Orman Genel Müdürlüğü Marmara Ormancılık Araştırma Enstitüsü uzmanları tarafından yapılan inceleme sonucunun raporu, 5 Aralık 2025 tarihli ve E-50303338-220.01.01-17937851 sayılı resmi yazı ile Yıldız Teknik Üniversitesi’ne ulaştırılmıştır. Rapordaki tespitler şu şekildedir: 

 

“Sahada yapılan gözlemlerde üç ağaçtan birinin tamamen kuruduğu, diğer iki bireyde ise başlayan ve ilerleyici nitelikte kuruma belirtileri olduğu görülmüştür. Gövdede böcek çıkış delikleri, reçine akıntısı, kabuk altında galeri yapıları veya öğüntü birikimi gibi bulgular bulunmamıştır. Bu durum ilk değerlendirmede kurumanın böcek kaynaklı olmadığını göstermektedir.

 

Olası hastalık etmenlerini değerlendirmek amacıyla ağaçların ibrelerinden, genç sürgünlerinden ve döküntü materyallerinden örnekler alınmıştır. Laboratuvar ortamındaki incelemelerde fungal bir hastalığın varlığı düşünülmektedir.


Bununla birlikte mevcut saha bulguları, kurumaların büyük ölçüde ekolojik ve fizyolojik stres faktörlerinden kaynaklandığını göstermektedir.

 

Ağaçların yıllık süsleme dönemlerinde yoğun insan hareketine maruz kalması, toprak sıkışmasına ve kök bölgesinde hava–su dengesinin bozulmasına yol açmaktadır. Sınırlı toprak hacmine sahip refüj alanında köklerin yeterli gelişimi sağlayamaması da ağaçların zayıflamasına, buna bağlı olarak kuruma ve hastalıklara karşı dayanıklılığın azalmasına neden olmaktadır. Bu faktörlerin bir araya gelmesi sonucu ağaçların fizyolojik olarak stres altına girdiği ve kurumanın hızlandığı değerlendirilmektedir.

 

Toprak yapısının iyileştirilmesi, sıkışmanın azaltılması ve ilerleyen yıllarda kampüs peyzaj planlamasında bölge iklimine daha uygun türlerin tercih edilmesi önerilmektedir.”

 

Doğayı ve ağaçları koruyan herkesin, geleceği de koruduğunu unutmayalım.